İyi hazırlandığınız ve bildiğiniz bir dersin imtihanında hiçbir şey hatırlamadığınız hiç oldu mu? Bazen yeni fikirler üretmekte kendinizi çaresiz hissettiğiniz oluyor mu? Ara sıra okuduğunuz bir konuya veya çalıştığınız bir derse boş boş bakıp hiçbir şey anlamadığınızı hissettiniz mi?
Eminim hemen, hemen hepinizin içine düştüğü bu tip anlar olmuştur. İmtihandan çıkıp da cevaplara bir göz attığınızda, "Bu cevabı ben nasıl oldu da yapamadım" diye kendi kendinize kızdığınızı şu anda belki de anımsıyorsunuz. Bu tip günleriniz olduysa şöyle bir geri dönüp o günlere rastlayan beslenmenize bir göz atmanızı tavsiye ediyorum.
Esasen beyin gücünüzü etkin kullanmak için iki önemli şeye ihtiyaç vardır;
1-) Hızlı, Kolay ve Kalıcı Öğrenme Tekniklerini Bilmek ve Kullanmak,
2-) Hafıza ve Zekayı Geliştiren Yiyecekler yemek.
Yediğimiz besinlerin insanın hafıza, zeka ve konsantrasyon gücü üzerinde çok önemli bir etkisi vardır. Örneğin vücut ağırlığımızın sadece % 2 ila 3’ü oranında ağırlığı olan beyin, günlük kalorilerimizin ortalama % 30’unu harcamaktadır.
Hafıza ve Zeka Gelişimi açısından bazı besin kaynaklarının diğerlerine göre önemi çok daha fazladır. Örneğin bunların arasında B vitaminlerini içeren yiyecekler birinci sırada gelmektedir.
Yine "demir"in beynin beslenmesi için hayati bir önemi vardır.
"B" vitaminlerinin beyindeki önemli reaksiyonların gerçekleştirilmesindeki payı zihinsel potansiyel açısından hayatidir. Ayrıca B vitaminleri beyni strese karşı da korumaktadır. Beyin için enerji üretimine büyük katkısı olan B vitaminlerinin eksikliği yorgunluğa, hafıza ve zeka performansının zayıflamasına neden olur. Beynin ihtiyacı olan B vitaminlerinin yeterince alınması halinde aşağıda belirtilen zihinsel fonksiyonlarda gelişmelerin olduğu açıkça hissedilmektedir;
Öğrenme ve Hafıza Gücü,
Konsantrasyon,
Hızlı Düşünme,
Sözel Yetenek ve Akıcılık,
Uyanıklık,
Yaratıcı Düşünme,
Enerjik Hissetme.
Kuru baklagiller, kırmızı et, ayçekirdeği, balık, yoğurt, süt, peynir, yeşil yapraklı sebzeler, tavuk eti, hindi, yerfıstığı, muz, kavun, brokoli, ıspanak, domates, yumurta, kavun ve enginar kombinasyonları B grubu (complex) vitaminlerini garanti eden besin kaynaklarıdır.
Yeteri kadar dengeli beslenemediğini düşünenlere ilave olarak düşük dozlu "B-Complex" vitaminleri almaları tavsiye edilmektedir.
Ayrıca demirin beyne oksijen taşınmasında çok önemli bir rolü vardır. Özellikle oksijenin beyne taşınması ve beyin tarafından kullanılmasını sağlayan kandaki hemoglobin ve alyuvarların oluşumunda demire ihtiyaç vardır. Daha kısa bir ifadeyle beynin temel enerji kaynaklarından biri olan oksijenin beyne taşınabilmesi için demire ihtiyaç vardır. Dolayısı ile diyetimiizde mutlaka demir içeren yiyecekler bulundurmalıyız.
Tüm kırmızı etler, kuru baklagiller, koyu yeşil sebzeler, domates ve pekmez demir açısından zengin olan yiyeceklerdir.
Demirin yiyeceklerden emilmesini kolaylaştıran vitamin ise "C" vitaminidir. Bundan dolayı demir içeren yiyeceklerin "C" vitamini içeren, örneğin turunçgiller, kivi, domates, patates, karnabahar, brokoli, kavun, çilek, incir, kırmızı ve yeşil biber gibi besinlerle birlikte alınmasında fayda vardır. Bunun yanında kafein içeren içecekler ise demirin emilmesini engellemektedir.
"C" vitamininin yanında "E" vitamininin de antioksidan olarak beynin etkin ve verimli kullanılmasına büyük katkıları vardır. Bitkisel yağlar, yerfıstığı, ayçekirdeği ve buğday E vitamini açısından zengin besinlerdir.
İyi ve gelişmiş bir beyin ve zeka için;
Tüm gün boyu zihinsel potansiyelinizi aynı seviyede koruyabilmek, inişli ve çıkışlı bir beyin performansına sahip olmamak için öncelikle günlük yiyeceklerinizi dörde, hatta mümkünse altı eşit parçaya bölerek mini öğünlerle beslenmelisiniz. Yiyeceklerin az yağlı olmasına dikkat etmelisiniz. Yağlı, çok ve ağır yiyecekler kanın beyinden çekilerek sindirim sistemine yönelmesine sebep olmaktadır. Bunun sonucu ise yorgunluk, uyuklama ve zihinsel potansiyelin düşmesi demektir.
Yiyeceklerinizin demir içeren besinleri ihtiva ettğinden emin olunuz. Bunun için koyu yeşil renkli sebzeler, yağsız kırmızı et, domates, pekmez, kuru fasulye, bezelye ve kayısı kurusu gibi yiyecekler yemelisiniz.
Yeteri kadar B vitaminleri aldığınızdan emin olmak için diyetinizde yağsız süt, yoğurt, muz, deniz ürünleri ve kuru baklagilleri mutlaka bulundurmalısınız.
Antioksidan özellikleri olan C ve E vitaminleri açısından zengin havuç, ıspanak, çilek, domates ve diğer koyu yeşil yapraklı sebze karışımlarını da günlük yemek listenize ilave etmelisiniz.
29 Mayıs 2013 Çarşamba
25 Mayıs 2013 Cumartesi
NEDEN MİNİYUP?
YUP, yani Yap-Uygula-Pekiştir eğitim setleri 2 ile 13 yaş arası çocuklarımızı etkin kılan, kavrama, algılama ve dikkat geliştirmeyi sağlayan yayınlardan oluşuyor.
YUP sistemi Alman Westermann Yayınevi lisanslıdır. Başta Avrupa olmak üzere dünya çapında YUP oyunları 50 ülkede, 19 ayrı dilde çocuklara hem oyun keyfini, hem de öğrenme başarısını bir arada yaşatıyor.
UZMANLAR EŞLİĞİNDE UYGULANAN BU EĞİTİM SETİ İLE ÖĞRENCİNİN DİKKAT, KONSANTRASYON, ZEKA GELİŞİMİ ve GÖRSEL ALGISI GÜÇLENDİRİLİYOR, ÖĞRENCİNİN YAŞANTISAL EKSİKLİKLERİ ÇEŞİTLİ ÖDEV VE UYGULAMALARLA TAMAMLANARAK, ÇOCUĞUN GELECEĞE GÜVENLE ADIM ATMASI SAĞLANIYOR.

bambinoYUP 2-5 Oynuyorum Öğreniyorum Set 1:
2 ile 5 yaş arası çocuklar için oto kontrol sistemli Zekâ Geliştirme ve Dikkat Yoğunlaştırma Eğitim Sistemi.
‘Türkçe, Almanca, İngilizce, Fransızca’ açıklamalar ile çocukların kendi kendilerine çözebilecekleri metin içermeyen oyunlar. Doğru gözlemleme, karşılaştırma ve eşleştirme yeteneği gelişiyor.
miniYUP 4-6 Oynuyorum Öğreniyorum :
4 ile 6 yaş arası çocuklar için 12 taşlı kontrol kutusu ile birbirinden farklı 90’a aşkın ‘Dikkat Geliştirme ve Beyin Cimnastiği’ alıştırma oyunları.
miniYUP 6-8 Oynuyorum Öğreniyorum Mantıksal ve Matematiksel Seti:
YUP 9-12 Oynuyorum Öğreniyorum Eğitim Setİ:
YUP 9-12 Eğitim Seti ile güncel eğitim planlarına uygun olarak etkinlik saatlerinde, rehberlikte, etütlerde, haftalık özel programlarda ya da evde yapılan ilave çalışmalarda çocuklarımız oynayarak ve kendi kendini kontrol ederek alıştırmalar yapabilmektedirler.
Sayı duvarları, abaküs, hesap üçgenleri ve de çeşitli hesaplama yöntemleriyle güncel didaktik bilgiler dikkate alınmaktadır. Tamamlama işlemleri, ters işlemler, ikiye katlama ve yarıya bölme, sayı dizileriyle hesaplamalar, para ve 100'e kadar sayı zinciri ve sayı karşılaştırma, kolaylıklı hesap işlemlerini ve birçok çeşitli alıştırmalar içeren çok yönlü içeriğiyle matematik ağırlıklı kitapçıklar, çocuklarımıza oynayarak öğreten ve öğrenmeye motive eden alıştırmalar içerir.
YUP 9-12 setimiz ayrıca tüm ilköğretim çocukları için dikkat yoğunlaştırma alıştırmaları içerir. Yaşına uygun bir konsantrasyon yeteneği, yazma, okuma ve hesap yapmayı etkin bir şekilde öğrenmenin en önemli şartlarından birisidir ve bunun sonucunda okul eğitimindeki tüm branşlarında daha başarılı olmasını sağlamaktadır.
YUP – Yap-Uygula-Pekİştİr Sİstemİ nedİr?
YUP : İle çocuk hem oynar hem öğrenir.
YUP : Çocuğun bilinçsel gelişim ve değişim evrelerini dikkate alır.
YUP : Bilimsel kurallarla, sistematik bir şekilde eğitim verir.
YUP : Oyunu ve öğrenmeyi mantıklı bir temelde birleştirir.
YUP : YUP’un geliştirilmiş oto kontrol sistemi ile çocuk kendisini sınar ve başarısını yine kendisi ölçer.
YUP : Okulda başarı garantiler
YUP : Kolay anlaşılır ve süprizlere açıktır.
YUP : Uzman eğitimciler ve rehber öğretmenler tarafından geliştirilip tavsiye edilmiştir.
YUP : Her zaman eğitim bilimin geldiği en son noktadır.
23 Mayıs 2013 Perşembe
ÇOCUK, ZEKA ve HAFIZA- ZEKA GELİŞİMİNİ DESTEKLEYİCİ UYGULAMALAR
Hayatımızdaki en önemli amaçlarımızdan bir tanesi çocuklarımız için iyi bir
gelecek hazırlamaktır. Onlara iyi bir gelecek hazırlamak ve gelecekte başarılı
olmalarını sağlamak tamamen bizim elimizdedir. Çocuklarımız için yapabileceğimiz
şeyleri ise telafisi mümkün olanlar ve telafisi mümkün olmayanlar olmak üzere
iki sınıfa ayırmak mümkün.
Örneğin paramız olmadığı için bugün alamadığımız bir oyuncağı daha sonra
imkanımız olduğunda bir ay veya iki ay gecikmeli olarak alabiliriz. Yine okul
çağı geldiği halde 7 yaşında okula gönderilmemiş olan bir çocuğu 8 yaşında okula
başlatabilirsiniz. Bu tip durumlar çoğu kez kendimiz icin de geçerlidir. Bu yıl
alamadığımız bir arabayı örneğin iki yıl sonra da alabiliriz. Bu olayların hepsi
de telafisi mümkün olan olaylardır.
Bir de hayatımızda telafisi mümkün olmayan olaylar vardır. Özellikle
çocuklarımız için telafisi mümkün olmayan olayların çoğu doğumlarından yedi
yaşına kadar olan büyüme dönemlerine rastlamaktadır.
1-) Örneğin yapılan bilimsel araştırmalar doğduktan sonra uzun süre
anne sütüyle beslenen çocukların ileri yaşlardaki zeka seviyelerinin, anne
sütüyle beslenmemiş diğer çocuklara oranla, daha yüksek olduğunu ortaya
koymaktadır. Anne sütüyle beslenmemiş bir çocuğun bu kaybının telafisi mümkün
değildir.
2-) Yine çocuğun yedi yaşına kadar olan dengeli beslenmesi gelecekteki
zeka seviyesini etkileyen faktörlerdendir. Bu dönemde beyin gelişimine uygun
şekilde dengeli beslenme almamış bir çocuğu geri döndürmek ve bu olayı telafi
etmek mümkün değildir.
3-) Telafisi mümkün olmayan olaylardan bir tanesi de çocuğun 3 ile 7
yaş arasındaki beyin gelişimine uygun bir eğitimin verilememiş olmasıdır.
Telafisi mümkün olmayan bu üç olayın da çocuğun yedi
yaşına gelinceye kadar olan büyüme dönemine rastlamasının bir nedeni vardır. Bu
dönemde çocukların beyinleri çok hızlı bir şekilde gelişmekte olup, İnsan hafıza
ve zekasının % 75’i 3 ile 7 yaş arasında oluşumunu tamamlamaktadır.
Telafisi mümkün olmayan bu üç olayı kaçırmanın bedeli açıktır. Çocuğunuzun
okul çağında öğrenme zorlukları veya öğrenme problemleri çekmesinin ve
akranlarına göre daha yavaş öğrenmesinin sizi ne kadar üzeceğini düşünün bir
kere. Çabaladığı halde yapamadığı için sizin üzüldüğünüzü görmek onu nasıl
etkileyecek acaba? Çocuğunuzun bu durumu sizi üzmekle kalmayacak, onunla çok
daha fazla ilgilenmek zorunda kalmak ve buna rağmen çok fazla birşey yapamamak
sizi yeyip bitirecektir.
Madalyonun diğer yüzünde ise çocuğun yedi yaşına kadar olan gelişme dönemini
iyi değerlendirmenin mutlu sonuçları var. Daha kolay ve daha hızlı öğrenen bir
çocuğa sahip olmak, sizden fazla destek almadan iyi notlar alan ve size sadece
bu notları kutlamak kalan bir sonuç. Hangisini tercih edersiniz düşünün bir
kere. Şüphesiz madalyonun bu yüzü hem bizim, hem de çocuğumuzun gelecekteki
mutluluğu için muhteşem. Peki bu muhteşem tabloya sahip
olmak için ne yapmalıyız?
Bu sorunun cevabı basit. Çocuğumuzun yedi yaşına kadar olan gelişmesinde ve daha sonraki dönemlerindeki ek desteklerde bize
düşen vazifeleri eksiksiz yapmaya çalışmalıyız. Miniyup setlerinin yanı sıra farklı bir çok kaynakla uzman psikolojik danışmaların çeşitli faaliyetleri eşliğinde zeka gelişiminin desteklenmesi ve yarının yetişkinleri ve geleceğimiz olan çocuklarımızın başarılarına katkıda bulunma adına biz elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Peki ya siz?
Kaynak:http://www.megahafiza.com/urunler/set-czh.asp#top
DİKKAT GÜÇLENDİRME PROGRAMIMIZ
Dikkat, ilginin bir konuya odaklanmasıdır. Algı ise dikkatin beyindeki sürecidir. Dikkat ve öğrenme insan için olmazsa olmaz karakteristiklerdendir. Dikkatini kullanamayan, odaklanma problemi yaşayan, dikkatini devam ettirmekte zorluk çeken kişiler hayatta her alanda zorluk çekmektedir. Özellikle ders ve akademik konularda bu zorluk daha da artmaktadır.
Hayatın ilk yıllarından beri dikkat konusunda zorluk yaşayan çocuklar öğrenme konusunda daha dezavantajlı konuma girmektedir. Çocuğun bir şeyi öğrenmesi için ona ilgisini toplaması ve beyne o bilginin ulaşması gerekir.
Öğrenmenin dört temel basamağından ilki olan input (giriş) dikkat eksikliği olan kişilerde yeterince çalışmaz. Yani kişi öğrenme için bilgiyi zihnine aktaramaz. Bu durumda öğrenme daha verimsiz hale gelir. Hele hele yoğun dikkat gerektiren okuma, yazma, ders çalışma ve dinleme gibi çalışmalarda dikkat eksikliği kişiyi olumsuz etkiler. Dikkatini veremedikçe öğrenemez, öğrenemedikçe zihinsel faaliyetlerden uzaklaşabilir.
Dikkat sistemi kullanıldıkça gelişir. Dikkat ve odaklanmayı sürdüren kişilerde beyindeki görsel ve işitsel algı merkezleri daha iyi çalışır. Algılaması iyi olan çocukların ise öğrenme süreçleri daha iyi hale gelir.
Dikkati güçlendirme programı ve hedeflerimiz: Programda görsel dikkatini odaklama, dikkatini devam ettirme, benzerlikleri fark etme, ayrıntıları fark etme, eşleştirme, planlama, organize olma, işitsel hafıza, görsel hafıza, el göz koordinasyonu, ince motor becerilerin desteklenmesi, görme alanının aktif kullanılması, genel bilginin artırılması gibi amaçlar vardır.
Kimler bu programa katılmalı?
bu program üç gruba uygulanır:
1. grup
okul öncesi çocuklara uygulanır
2. grup
ilkokul 1.2.3.4.5. sınıf öğrencilerine uygulanır
3.grup
ortaokul 6.7.8. sıınıf öğrencilerine uygulanır.
ÇOCUKLARDA DİKKAT EKSİKLİĞİ
Hastalık düzeyinde olmayan, belli ölçüde dikkatsizlikler çocuklarda görülebilir bir şeydir. Ama hastalık seviyesinde dikkat problemleri de vardır. Bunlar dikkat yetersizliği ve hiperaktivite sendromu olarak görülür
. Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin “Çocuklarda dikkatsizliğin hastalık boyutunda olmayanı bile yaşamsal ve akademik problemlere neden olabilir” diyor.
Neden olur?
“Dikkat beş duyuya ihtiyaç gösterir” diyor Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin. Dikkatin toparlanabilmesi için görme, işitme, dokunma, koklama ve tatma duyularının tümünün çalışır vaziyette olmaları; ve uyku, beslenme gibi gereksinimlerden de iyi veriler alıyor olmamız gerekiyor.
Bir de insanın yönlendiği ödül mekanizmalarının varlığından bahseden Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin, insanın, ihtiyacına yöneleceğini belirtiyor. Dolayısıyla dikkatin toplanması için insanın ihtiyaç olarak belirlediği içsel motivasyonların da devrede olması gereklidir.
Çocuklarda dikkat eksikliği kendini nasıl gösterir?
Çocuk komut almakta zorlanır. Kendisinden bir şey yapması istendiğinde bunu yapmakta güçlük çeker. Okul öncesi dönemde çocukla ilgili annenin “Ben durumla baş edemiyorum” şeklinde bir düşüncesi varsa, dikkat yetersizliği ihtimali söz konusu olabilir.
Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin, bu konuda dikkat edilmesi gereken birkaç nokta olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Örneğin üç yaşındaki çocuğun dikkati saniyelerle sınırlıdır. Çocuk bir objeyle çok kısa süre oynuyor diye dikkat yetersizliği teşhisi koymamak lazım. Yine üç yaş çocuğu yaşıtlarıyla oynamayı bilemez. Bu nedenle arkadaşlarıyla iletişim kuramıyor diye yine teşhis koymak yanlış olacaktır.”
Arkadaş yaşantısını olumsuz etkiler
Dikkat yetersizliği olan çocuklarda mimikleri algılayamama ve yorumlayamama sorunu vardır. Karşısındaki arkadaşı kaşını çattığında veya suratını ekşittiğinde anlamaz; ve yaptığını yapmaya devam eder. Bu konuda sıkıntı çekebilirler.
Bir grupta ise dürtüsellik vardır. Beyinde hareketin planlandığı bir motor alan vardır ve burada hareket kontrollüdür. “Eğer bu plan alanı bozuk ise hareket yaydan fırlamış ok gibidir ve karşısındaki kişiyi rahatsız eder” diyor Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin.
Bir grup ise kendisinin dikkati dağıldığı için ilgi adına arkadaşlarına sataşmaya başlar. Bu yüzden de sosyal sorunlar yaşayabilirler.
Hangi çocuklarda daha sık görülür?
Çocuğun ondan toplumsal kurallara uyması ve birtakım öğrenmeyle alakalı faaliyetleri yapması beklendiği andan itibaren ortaya çıktığı anlaşılır.
Dikkat yetersizliği ve hiperaktivite olarak adlandırılan sendromun daha çok erkek çocuklarda görüldüğünü belirten Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin bu oranın üçte bire ulaştığını belirtiyor. “Bunun nedenleri erkeklerdeki testesteron fazlalığı da olabilir, anneye bağlanma mekanizmalarının yetersizliği de olabilir. Ama en büyük faktör genetiktir” diyor.
Kaynak:http://www.dikkatiguclendirme.com/makaleler/21-cocuklarda-dikkat-eksikligi.php
. Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin “Çocuklarda dikkatsizliğin hastalık boyutunda olmayanı bile yaşamsal ve akademik problemlere neden olabilir” diyor.
Neden olur?
“Dikkat beş duyuya ihtiyaç gösterir” diyor Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin. Dikkatin toparlanabilmesi için görme, işitme, dokunma, koklama ve tatma duyularının tümünün çalışır vaziyette olmaları; ve uyku, beslenme gibi gereksinimlerden de iyi veriler alıyor olmamız gerekiyor.
Bir de insanın yönlendiği ödül mekanizmalarının varlığından bahseden Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin, insanın, ihtiyacına yöneleceğini belirtiyor. Dolayısıyla dikkatin toplanması için insanın ihtiyaç olarak belirlediği içsel motivasyonların da devrede olması gereklidir.
Çocuklarda dikkat eksikliği kendini nasıl gösterir?
Çocuk komut almakta zorlanır. Kendisinden bir şey yapması istendiğinde bunu yapmakta güçlük çeker. Okul öncesi dönemde çocukla ilgili annenin “Ben durumla baş edemiyorum” şeklinde bir düşüncesi varsa, dikkat yetersizliği ihtimali söz konusu olabilir.
Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin, bu konuda dikkat edilmesi gereken birkaç nokta olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Örneğin üç yaşındaki çocuğun dikkati saniyelerle sınırlıdır. Çocuk bir objeyle çok kısa süre oynuyor diye dikkat yetersizliği teşhisi koymamak lazım. Yine üç yaş çocuğu yaşıtlarıyla oynamayı bilemez. Bu nedenle arkadaşlarıyla iletişim kuramıyor diye yine teşhis koymak yanlış olacaktır.”
Arkadaş yaşantısını olumsuz etkiler
Dikkat yetersizliği olan çocuklarda mimikleri algılayamama ve yorumlayamama sorunu vardır. Karşısındaki arkadaşı kaşını çattığında veya suratını ekşittiğinde anlamaz; ve yaptığını yapmaya devam eder. Bu konuda sıkıntı çekebilirler.
Bir grupta ise dürtüsellik vardır. Beyinde hareketin planlandığı bir motor alan vardır ve burada hareket kontrollüdür. “Eğer bu plan alanı bozuk ise hareket yaydan fırlamış ok gibidir ve karşısındaki kişiyi rahatsız eder” diyor Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin.
Bir grup ise kendisinin dikkati dağıldığı için ilgi adına arkadaşlarına sataşmaya başlar. Bu yüzden de sosyal sorunlar yaşayabilirler.
Hangi çocuklarda daha sık görülür?
Çocuğun ondan toplumsal kurallara uyması ve birtakım öğrenmeyle alakalı faaliyetleri yapması beklendiği andan itibaren ortaya çıktığı anlaşılır.
Dikkat yetersizliği ve hiperaktivite olarak adlandırılan sendromun daha çok erkek çocuklarda görüldüğünü belirten Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin bu oranın üçte bire ulaştığını belirtiyor. “Bunun nedenleri erkeklerdeki testesteron fazlalığı da olabilir, anneye bağlanma mekanizmalarının yetersizliği de olabilir. Ama en büyük faktör genetiktir” diyor.
Kaynak:http://www.dikkatiguclendirme.com/makaleler/21-cocuklarda-dikkat-eksikligi.php
DİKKAT NEDİR? DİKKAT VE KONSANTRASYON EĞİTİMİ NEDEN ÖNEMLİDİR?
Dikkat Nedir?
Dikkati,beynimizin belirli bir süre sadece bir düşünceye odaklanması,dışarıdan gelen uyaranları durdurarak tek bir uyarana yoğunlaşma yeteneği olarak tanımlayabiliriz.Şu an bu yazıyı okuyorsunuz,aynı zamanda müzik dinleyen eşinizin müziğinin sesini,dışardan ağlayan bir çocuğun sesini de duyabiliyorsunuz.Siz farkında olmasanız bile beyniniz aynı anda onlarca uyaran alıyor,ama bunların içinden yalnızca birini seçiyor ve ona yoğunlaşıyor.İşte biz Beynimizin bu yeteneğine dikkat diyoruz.
Hepimizin dikkat yeteneği şöyle ya da böyle vardır.Eğer olmasaydı:Bize söylenen hiç bir şeyi anlayamaz,öğrenmek istediğimiz hiç bir şeyi öğrenemezdik.Araba kullanmayı bilen biri bunu nasıl yaptığının farkına bile varmadan robotlaşmış gibi yapabilir.Ancak direksiyona ilk geçtiğinde bunu nasıl yapacağını bilmiyordu.Bunu öğrenmek için öncelikle dikkatini araba kullanma üzerine yoğunlaştırması gerekti.Araba kullanmayı iyi bilen bir araba yarışçısı,Bilgisayar oyununda çok başarılı bir öğrenci,iyi yemek yapan bir ahçı bu yeteneklerini geliştirebilmek için uzunca bir süre dikkatini tam olarak sağlayabildiği bir çalışma işine girmiştir.Şimdi gözlerinizi kapatın ve Okuma yazmayı öğrendiğiniz,bisiklete binmeyi öğrendiğiniz anları bir düşünün...İşte hepimiz dikkatimizi ve odaklanma yeteneğimizi sıradan günlük yaşantımızda farkında bile olmadan bir şekilde kullanırız.
Dikkati Çeşitleri var mıdır yoksa bir tanemidir?
Farklı fonksiyonları olmakla beraber öğrenme sürecini en çok etkileyen kısımları:Seçici Dikkat,Odaklanmış Dikkat ve Sürekli Dikkattir.Bu üç fonksiyonu gerçekleştiremeyen bireyler öğrenme sorunu yaşarlar ÖĞRENEMEZLER...
1_Seçici Dikkat:Onlarca(belki de daha çok) uyaranın olduğu(en az iki uyarandan fazla) bir ortamda kişilerin diğer uyaranları görmezden gelecek şekilde beynini organize ederek,dikkatini bir bir uyaran üzerinde toplayabilmesi yeteneğine denir.Kısaca:Bir uyaranı işlemek üzere seçtiğimiz diğerlerini ise ihmal ettiğimiz süreçtir.
Gözlerimiz ve kulaklarımız günlük yaşantımızda sürekli olarak,bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde bir seçim halindedir.Eylemlerimizin bazılarını bilerek,bazılarını da bilmeyerek gerçekleştiririz.Bu nedenle Dikkatte seçim en önemli etkendir.Çünkü dikkati sağlayan seçimdir.Öğretmeniniz sınıfta ders anlatırken,arkadaşınız size bir şey fısıldayabilir.Burada iki tane işitsel uyaran vardır.Siz ikisi arasında hangisini seçerseniz onu duyarsınız.Böylece diğer uyaranları engellemiş olursunuz.İşte DİKKAT KAYBI yada EKSİKLİĞİ bu noktada başlar.Beyin,farklı türdeki uyaranları aynı anda kabul edebilir.Örneğin müzik dinlerken aynı anda kitap okuyabilir,ya da araba kullanırken radyoyu açıp dinleyebilirsiniz.İşte bizi yanıltan nokta tam olarak burasıdır.Sanki aynı anda beynimiz iki farklı olaya odaklanıyormuş gibi bir yanılgıdır.Yolda yürürken,aynı anda yüzünüzü kaşıyabilir,hem nefes alıp verir, hem de konuşabilirsiniz.Nasıl peki?Aslında çok basit beynimizin istemsiz olarak yapabildiği pek çok şey vardır,ve siz bunların çok azının farkındasınızdır.Örneğin telefonda konuşurken bir yandan makyaj yapabilir,diğer yandan da çocuğunuza gülümseyebilirsiniz.Fakat beyninizin bilinçli kısmı sadece telefon konuşmasına odaklanmıştır.Dikkat Eğitiminde önemli olan nokta dikkatimizi istediğimiz noktaya odaklayabilmemizdir.Bilinçli Dikkat Aynı Anda Sadece BİR NOKTAYA ODAKLANABİLİR.Bilinçli beyne aynı anda aynı türden iki uyaran(iki işitsel yada iki görsel uyaran) geldiğinde takip etmekte zorlanır.İki kişi aynı anda konuşurken ya hiç bir şey anlayamazsınız yada sadece birini anlayabilirsiniz.Soyut görevlerde de beyin aynı tepkiyi verir.Siz hesap yaparken bir yandan da size biri bir şey soruyorsa;işleminizi bırakır öyle yanıt verirsiniz.İşleminize kaldığınız yerden devam edersiniz.
2-Odaklanmış Dikkat:Zihnin kendi dinginliğini bozacak iç ve dış uyaranları kendinden uzaklaştırarak,tek bir noktaya yoğunlaşabilmesi halinin devamına odaklanmış dikkat diyoruz.Hani başbakan yada ünlüler yolda giderken onlara ulaşmak isteyenleri engellemek için çalışan korumalar vardır ya; işte odaklanmış dikkat tam olarak budur.Yani beynin belli bir işlevi yapmasını engelleyecek iç ve dış uyaranları uzaklaştırmasıdır.Aynı zamanda beynin öğrenmesini maksimum hale getirmek için dikkati bozacak şeylerden uzaklaştırılması anlamına gelmektedir.Odaklanmış dikkat ,seçici dikkatten sonra dikkatin belirli bir noktada sabit olarak kalmasını sağlayan dikkat çeşididir.Bu nedenle bir öğrenci, okulda bir sürü uyaranın içinde öğretmenin anlattıklarını seçici dikkatle seçse ardında odaklanmış dikkat yardımıyla ona odaklanmaya devam etse(dikkatini sabit tutmaya çalışsa),hayallerini,düşlerini,içsel konuşmalarını,dışarıdaki uyaranları uzak tutsa bu öğrenci mükemmel şekilde öğrenecektir. İşte sizin bazen istem dışı olarak yaptığınız şey budur ve bunu gerçekleştirdiğinizde mükemmel öğrenir ve başarılı olursunuz.Bazı öğrenciler nasıl Türkiye derecesi yaparlar bir düşünün.En iyi odaklanabilen onlar oldukları için.Kendinizin yada bir başkasının başarısını ölçmek istiyorsanız, odaklanma yeteneğine bakın.Odaklanmaya başarabildiğiniz sürece her zaman en başarılı siz olursunuz her alanda.
3-Sürekli Dikkat:Odaklanmış Dikkatin sürdürülebilmesi haline sürekli dikkat diyoruz.Bir çok uyaran arasından seçici dikkatle seçtiğimiz,odaklanmış dikkatle de tam olarak odaklandığımız konuda, dikkatimizi sürdürebilmemiz hali sürekli dikkat yeteneğimizle gerçekleşiyor.Hani bazı anlarda tam olarak odaklanmış bir şekilde ders çalışmaya başlarsınız.İşte tam o anda dışarıdan bir ses duyarsınız ve odaklanmanız bozulur.Böyle bir durumda hemen içinde bulunduğunuz durumdan çıkmanız ve tekrar seçici dikkat ve odaklanmış dikkati kullanmanız gerekir ki;bu da size zaman kaybettirir.Başarının en önemli şartlarından biri de odaklanma yeteneğini sürdürebilmektir.Herkesin temel olarak bildiği şey insan beyninin gücüdür.Bunu bütün bilim çevreleri de kabul ediyor.İnsan tek bir noktaya odaklandığında ve bu odaklanmayı sürdürebildiğinde inanılmaz başarılar ortaya çıkıyor.Bilim adamlarını bir düşünün,icatlarını.Bıkmadan usanmadan aynı şeyi denediler,denediler ve inandıkları şeyi gerçekleştirdiler.
İşte bu nedenlerle öğrencilerimizin çok başarılı oldukları anlar;dikkatlerini toparlayabildikleri ve sürdürebildikleri anlardır.Bütün zihinsel enerji tek bir noktaya odaklandığı ve bu hal devam ettiği anda çok güçlü bir enerjiye kavuşmuş oluruz.Bu öyle bir yetenektir ki; bunu az bir öğrenci grubu ya da az bir insan grubu yapabiliyor.Bu nedenle çok başarılı insanların sayısı azdır.İnsanların başarılarının en büyük sırrı seçici dikkatle seçme,odaklanma ve bunu sürdürebilmesi ile doğru orantılıdır.İşte bunu yapabilen insanlar başarılı olur.Buda Eğitimle gerçekleştirilecek bir başarıdır.Dikkat ve Konsantrasyon Eğitimi ile her insan gerçekleştirebilir.Ve başaran insanlar başaracaklarına inanarak başarmak istedikleri yolda,yılmadan,yorulmadan yürümeye devam eden insanlardır.
Kaynak:www.disleksiegitim.com/FileUpload/.../dikkat_ve_konsantrasyon.doc
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)